21 Ocak 2014 Salı

Biraz da Güzellik

Kendimi bildim bileli hep problemli bir cildim oldu. Daha doğrusu ergenlikte pek ortalıkta görünmeyen sivilceler 19 yaşımdan sonra başıma epey bela olup 3-4 yılda bir nüksederek ciddi tedavi süreçlerine girmeme neden oldu. Bu tedavilerde hormon hapları, antibiyotikler, A vitamini bazlı ağır ilaçlar kullanıldı, pahalı kozmetiklere, doktorlara ne paralar döktüm. İşin ilginç yanı o kadar dikkat ederim, sakınan göze çöp batar misali yine olan yüzüme olur. Boyundan aşağısı başka birine aitmişçesine pürüzsüz, yumuşacık ama yüzümde lekeler, sivilce izleri… Sakınan göze çöp batıyor, o bir gerçek! Çünkü vücudum için tek yaptığım arada bir kese yaptırmak, beyaz banyo sabunu ve Nivea’nın vücut losyonunu kullanmak… Yüzüme ise özel yıkama jeliyle temizlemek, nemlendirici kullanmak, dışarı çıkıyorsam güneş koruyucusuz kafamı dışarı uzatmamak, cilt bakımları, özel su bazlı makyaj temizleyicisi kullanmak, yüzümü yıkamadan asla yatağa girmemek, gece kremini ihmal etmemek… Halbuki benim öyle arkadaşlarım var ki yüzü için evinde bir ürünü bile yok! Hani bir nemlendirici, bir yıkama jeli filan ve cilt ayna gibi, haksızlık buna denmez de neye denir?


Bu yıl da ufak ufak sivilcelerle baş edememeye başlayınca soluğu doktorda aldım. Hakan Erbil kendini kanıtlamış başarılı bir doktor. Cildimi muayene ettikten sonra cilt altında yüzeye çıkamamış pek çok sivilce olduğunu tespit edip Roucatanne kullanmamı tavsiye etti. 20’lik dozla başladık ama her akşam şiddetli burun kanamalarım yüzünden ilk aydan sonra 10’luk doza düştük. Daha önceki tedavi süreçlerimde de kullanmıştım, hatta 40 mg’a kadar da çıkmıştım ama o zaman cildim daha kötüydü. Ancak o zaman da şimdiki gibi leke sorunum yoktu.

6 ay kadar 10’luk Roucatanne tedavisi bittiğinde ilacı kullanma zamanımın yaza denk gelmesinin de etkisiyle burnumda, yanaklarımda ciddi güneş lekeleri oluştu. Fondöten bile kapatmıyordu öyle diyeyim. Ancak ne zamanki kış sezonu başladı, cilt rengimde hafif bir açılma oldu.

Roucatanne’ı bırakışımın ardından yaklaşık 2 ay ara verdim. Sonra lekeler için Hakan Bey’in kapısını bir kez daha aşındırdım.

Daha önce antibiyotik tedavisi sonrası 3 seans kadar kimyasal peeling (gerçekten güvenilir bir yerde ve iyi bir ürünle) yaptırmıştım. Kimyasal peelingten sonraki süreçte cilt lekelerimin daha çabuk oluştuğunu fark ettim. Kimyasal peeling yaptırmak istemiyordum o yüzden.


Öncelikle bana Dermaceutic isminde muhteşem bir markanın dört tane kremini verdi. Yellow Cream adında geceleri yatarken leke üstlerine uygulanan bir krem, sabahları K Ceutic isminde rahatlatıcı bir krem, Sun Ceutic adında güneş koruyucusu ve ileriki aşamalar için Spot Cream. K Ceutic akşamki soyma açma işlemi sonrası rahatlatıcı bir etki bırakıyor. Bildiğiniz üzere peeling işlemleri genelde kızarıklık, yanma gibi etkilerle günlük yaşamınızı etkiler, işte bu krem onu engelleyerek müthiş bir ferahlama veriyor, cilt renginiz açılırken kızarıklık, yanma, batma, kaşıntı gibi hislerin yerine lekeli de olsa parlayan bir ciltle dolaşıyorsunuz. İlk üç kremi 15 günlük süreçte kullandıktan sonra Milk Peel yaptırmak üzere yeniden muayenehaneye gidiyorum. Milk Peel de kimyasal peeling mantığında yüzünüze sürülüyor, hafif yanma batma hissedince temizleniyor ancak kimyasal peelingten farklı olarak sonrasında kızarıklık, yanma, batma, kaşıntı olmuyor.

Bu ilk seans milk peel’in ardından 3 gün Yellow Cream’e ara verip 15 günlük süreçte yeniden aynı üçlü kremi kullanmaya devam ettim. 15’inci gün bu kez Milk Peel ile birlikte Spot Peel işlemi yapıldı. Milk Peel uygulandıktan sonra yüzüm yıkanıp kurulandı ve Spot Peel ürünü yüzüme uygulandı. 4 saat kadar cildimde kaldıktan sonra yüzümü yıkadım ve K Ceutic ile Sun Ceutic’i kullanmaya devam ettim. Yüzümde ince ince soyulamalar, kızarıklıklar olsa da özellikle K Ceutic sık aralıklarla uygulanarak günlük hayatı etkileme hali ortadan kalkmış oldu.

Spot Peel’den iki gün sonra uzmanla konuşarak reaksiyonlar hakkında bilgi verdim, her şeyin yolunda olduğunu öğrendim.

Bir hafta sonra da Spot Creamle yola devam ettim, aradan yaklaşık 1 ay geçtikten sonra bu kez tüm yüze değil, sadece lekelerin yoğun olduğu bölgelere Spot Peel işlemi bir kez daha uygulandı. Bu peeling işlemlerinin en güzel yanı ciltte aşırı derecede reaksiyon vermeden ince ince soyma yapması oldu benim açımdan, tabi ki herkesin cildinin toleransı başka ancak özellikle akşam soyma-açma kremi kullandıktan sonra sabah sürülen neredeyse merhem kıvamındaki K Ceutic mucizevi bir krem!


Henüz tedavinin sonuna gelmedik, bu fotoğraf da 8 ayda kaydedilen aşama görünüyor ancak son fotoğraf da 2 ay önce çekildi. Yani tedavi halen devam ediyor.

Cilt gerçekten sabır işi, bir günde pürüzsüz bir cilde sahip olmak mümkün değil, aylar, hatta yıllar sürebilir. O yüzden istikrarı bozmadan, doktorun sözünden çıkmadan sürece devam etmek gerekiyor, tabi ki kendinizi emin ellere bırakarak başlıyor bu süreç. İyi araştırmak, işinin ehlini bulmak, doktora güvenmek ve enerjisini sevmek de çok önemli. Neyse ki ben sonuçtan memnun kaldım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder